Çinko ve D Vitamini Faydaları

Çinko ve D Vitamini Faydaları

ÇİNKO

Çinko, vücut için gerekli olan eser minerallerden biridir. Çinko vücut tarafında üretilmediği için dışarıdan alınması gereken esansiyel bir moleküldür.

Çinko insan vücudunda demirden sonra en çok bulunan ikinci eser elementtir ve vücutta 300’den fazla enzimin fonksiyonu için gereklidir.

DNA sentezi, enzimatik kataliz, hormonların depolanması ve salınımı, nörotransmisyon, hafıza ve görme, büyüme ve gelişme, tat ve koku duyusu gibi pek çok metabolik olaya katılmaktadır.

Çinkonun; bağışıklık sistemini desteklemek, saç, tırnak, cilt sağlığına katkıda bulunmak, kemik mineral yoğunluğunu artırmak, antioksidan etkinlik göstermek, göz hastalıklarının tedavisine destek olmak gibi birçok fonksiyonu bulunur.  

Çinko Ne İşe Yarar?

  • Antioksidan maddeler, vücutta çeşitli reaksiyonlar sonucu oluşan serbest oksijen radikallerinin ortadan kaldırılmasını sağlar. Serbest oksijen radikalleri, içerisinde bulunduğu hücrede oksidatif stres oluşturur ve hücrenin hasar görmesine neden olur. Özellikle sigara kullanımı gibi sağlığa zarar verici maddeler serbest oksijen radikalleri oluşmasını artırır. Bu maddelerin vücuttan uzaklaştırılması ya da zararsız hale getirilmesi gerekir.
  • Bu maddelerin uzaklaştırılması için belirli enzimler ve moleküller kullanılır. Vücutta üretilen süperoksit dismutaz adı verilen enzim, vücudun doğal antioksidanıdır. Bu doğal antioksidanın çalışabilmesi için mutlaka çinko mineraline ihtiyaç vardır. Çinko eksikliği durumlarında bu enzim tam çalışamadığı için vücudun antioksidan kapasitesi düşmektedir. Bu nedenle, vücudun antioksidan kapasitesini arttırmak ve koruma sağlayabilmek için çinko takviyesi kullanılması önerilir.
  • Çinko antioksidan etkisi sayesinde bağışıklık sistemi hücrelerini koruyarak hücrelerin aktivitelerini yerine getirebilmesine yardımcı olur. 
  • Antioksidan etkinliğin haricinde bağışıklık sisteminin önemli bir grubu olan T lenfositlerin olgunlaşma süreci içinde çinko mineraline ihtiyaç vardır.
  • Çinko kemik sağlığı için de önemli bir mineraldir. Özellikle kalsiyum, çinko ve magnezyum bir arada düzenli kullanıldığında, kemik mineral yoğunluğunun artırılmasına destek sağlar.
  • Çinko, yetişkinlerde ve spor yapanlarda genel kemik sağlığını, yaşlılarda ise kemik erimesi olarak bilinen osteoporoz tedavisini destekler. C vitamini, kolajen üretimi için gerekli bir vitamindir. Kolajen üretimi ise kemik gelişiminin önemli bir basamağıdır. Kemiğin gelişim aşamalarında önemi olan C vitamini ve çinkonun bir arada alınmasının gelişim seyri üzerine pozitif etkisi olduğunu gösteren klinik çalışmalar vardır.
  • Yapılan araştırmalar, çinko takviyesinin saç dökülmesinde ve tırnak kırılmasında azalma sağladığı gösterir. İşte bu yüzden çinko eksikliğine bağlı alopesi (saçkıran) görülen bireylerde çinko takviyesi ile saçlarda yeniden uzama sağlanabilir. Saç dökülmesi ile çinko eksikliği arasında güçlü bir korelasyon olduğunu gösteren çalışmalar da vardır.
  • Cilt dokusu açısından değerlendirildiğinde ise çinkonun özellikle cilt onarıcı etkinliğe sahip olduğu için cildin yenilenmesine destek sağladığı biliniyor. Akne tedavisi gören bireylerde, akne sonrası ciltte kalan yaraların iyileşmesine destek olmak amaçlı çinko takviye önerilir.
  • Çinko yaraların iyileşmesi için gerekli bir element olup, enfeksiyonlara karşı direnç oluşmasında da çinkonun katkısı bulunmaktadır.
  • Çinko, boğaz bölümünün iç dokusuna tutunma kabiliyetine sahiptir, bu bölgeye tutunarak lokal olarak da etkinlik gösterebilir. Çalışmalar pastil olarak hazırlanmış formüllerin boğaz enfeksiyonlarının tedavisine destek olduğunu gösteriyor.
  • Çinko özellikle iştah artışının desteklenmesinde de önerilir. Tat duyusunun çalışması için dil üzerindeki reseptörler görevlidir. Bu reseptörler ancak çinko varlığında tam çalışır ve tüketilen gıdanın tadının algılanmasını sağlar. Özellikle iştahsızlık görülen çocuklarda çinko eksikliği olduğu görülmüş ve çinko takviyesi ile tada karşı duyarlılık yani ilgi arttığı için iştah artışı olduğu bildiriliyor.

Çinko Takviyesine Dair Öneriler

Çinkonun günlük tolere edilebilen maksimum miktarı yetişkinlerde 40 mg’a kadar çıkabilir. Türkiye’de Tarım Gıda Hayvancılık Bakanlığı’nın uygulamış olduğu limitlere göre ise çinkonun günlük kullanım miktarı 10-15 mg arasındadır.

  • C vitamini ve çinko özellikle bağışıklık desteği olarak muhteşem bir ikilidir. Her ikisinin de güçlü antioksidan özelliklere sahip olması yanı sıra, bağışıklık sisteminde farklı görevlere sahip olmaları nedeniyle sinerjik etkinlik (birbirlerinin etkinliğini artırma) gösterirler. Yapılan araştırmalarda, C vitamini çinko kombinasyonu kullanan bireylerin soğuk algınlığı belirtilerinde azalma sağladığı görülüyor.

Özellikle mikroorganizmalara (virüs, bakteri gibi) bağlı gelişen hastalıklarda hastalık belirtilerinin azaltılması, hastalık süresinin kısaltılmasında C vitamini ve çinko içeren takviyelerin kullanılması önerilmektedir. 

 

 

 

 

 

 

 

ÇİNKONUN DİĞER METAL ve VİTAMİNLERLE ETKİLEŞİMİ

  • A Vitamini: Çinkonun A vitamin metabolizmasına etkisi, A vitamininin karaciğerden plazmaya mobilizasyonu için çinko gerekli olmasıyla ilgilidir. Çinko eksikliği varlığında, A vitamini eksikliği olanlarda ne kadar yüksek dozda oral A vitamini verirsek verelim, çinko ilavesi yapmadan serum vitamin A düzeyi yükseltilemez.
  • D Vitamini: D vitamininin, çinko metabolizması üzerine çinkonun kemiğe alınmasını arttırması şeklinde pozitif etkisi vardır.

D Vitamini

D vitamini, yağda çözünen vitaminler arasında yer alan, hormon benzeri görevlere sahip bir steroldür.

En önemli etkisi kalsiyum, fosfor metabolizması ve kemik mineralizasyonu üzerinedir.

D vitamini, kemik yapımı, kalsiyum ve fosforun sindirim yollarında emilimi, kullanımı ve dengesi, kalsiyumun aktif taşınması, kalsiyum-bağlayıcı proteinlerin oluşumu ve çocuklarda özellikle büyüme için gerekli bir vitamindir.

D vitamini, vücuda bitkisel ve hayvansal kaynaklı besinler yoluyla provitamin olarak alınır, güneş ışınlarının etkisiyle deride ve vücutta sentez edilir.

  • D vitamini, kalsiferoller olarak da adlandırılır.
  • D vitamininin iki farklı formu bulunur: D2 (ergokalsiferol) ve D3 (kolekalsiferol). 
  • D2 (ergokalsiferol) formu, daha çok bitki ve mantarlarda vardır. D2 formu, ergosterolün güneşten gelen UV-B ışınları ile oluşur. 
  • D3 (kolekalsiferol) formu ise derinin epidermis tabakasında bulunan dehidrokolestreolün (provitamin) previtamin D3’e dönüşmesi ve UV-B ışınları sayesinde meydana gelir. 
  • Sentezlenen D vitamininin büyük bir kısmı yağ dokusunda depolanır. D vitaminin yağ dokusunda insana 3-4 ay yetecek kadar depolanabileceği bilinir.
  • Deride yapılan veya diyetle alınan D vitamini biyolojik olarak aktif değildir. Önce karaciğerde 25 hidroksilaz enzimi ile 25 hidroksivitamin D’ye [25(OH)D], daha sonra da böbreklerde 1 alfa hidroksilaz enzimi ile biyolojik olarak aktif form olan ve kalsitriol olarak da bilinen 1,25 dihidroksivitamin D’ye [1,25(OH)2D] dönüşmektedir. 1 alfa hidroksilaz enzimi D vitamini sentezinde anahtar enzimdir. Bu enzimin düzenlenmesinde parathormon (PTH), kalsiyum (Ca), fosfor ve fibroblast growth faktör 23 (FGF 23) rol oynamaktadır. 1,25(OH)2D ince barsak, böbrek ve diğer dokularda bulunan vitamin D reseptörleri üzerinden etkisini gösterir. İnce barsaktan Ca absorbsiyonunu arttırarak, böbreklerden de Ca kaybını azaltarak genel fonksiyonu olan kan kalsiyum düzeyini korur.

D vitamininin vücutta birçok önemli işlevi bulunur:

  • Kas ve kemik sağlığı için gereklidir. Kalsiyumun böbreklerden emilerek kemik sağlığına katkı sağlar ve osteoporoz engeller.

Kalsiyum Dengesi: Serum kalsiyum seviyelerinin belli ve dar bir aralıkta tutulması kemik gelişimi ve yoğunluğu için olduğu kadar sinir sisteminin normal fonksiyonu için de hayatidir.

Vitamin D, kalsiyumun vücut tarafından kullanımı için esansiyeldir.

Paratiroid bezler serum kalsiyum seviyesine duyarlıdır ve kalsiyum seviyesi azaldığında parathormon (PTH) salgılar. PTH’nun yükselmesi, böbrekte 1 alfa hidroksilaz enzimini aktive ederek, 1,25 dihidroksivitamin D üretimini arttırır. Artan 1,25 dihidroksivitamin D, VDR aktivasyonu ve bağırsaklardan kalsiyum emiliminin artışı; böbreklerden kalsiyumun reabsorbsiyonunun artışı ve kemikten kalsiyum salınmasını sağlayacak gen ekspresyonunu sağlar. Amaç kan kalsiyum seviyesini dengede tutmaktır.

  • Bağışıklık sistemi için önemlidir
  • Normal ve kanser hücrelerinin büyümesini kontrol ederek özellikle kolon ve meme kanseri oluşumunu engeller.
  • İnsülin sentezini uyararak tip 2 diyabetin önlenmesinde ve tedavisinde görev alır. D vitamini eksikliği insülin salgısını azaltarak tip 2 diyabet gelişimine sebep olabilir.
  • Cilt sağlığı için oldukça önemli olan D vitamini, sedef hastalığı gibi deri hastalıklarının tedavisinde kullanılır.
  • Kolesterolü düşürerek kalp hastalıklarını engeller.
  • D vitamininin aktif formu olan 1,25 dihidroksivitamin D, tansiyonu yükselten renin aktivitesini azaltır. Damarların düz kas hücrelerinde bulunan 1,25 dihidroksivitamin D, kas hücre büyümesini, enflamasyon ve trombozu azaltır. Hipertansiyon D vitamini yetersizliğinin kalp üzerindeki olumsuz etkilerini şiddetlendirir. Bunun tersi de doğrudur; D vitamini yetersizliğinin kendisi de hipertansiyona yol açar.
  • Depresyon gibi ruhsal rahatsızlıkların tedavisinde yararlanılır.
  • Kan pıhtılaşma faktörlerinin sentezinde görev alır.

Vitamin D’nin sentez, absorbsiyon ve metabolizmasını etkileyen çok sayıda biyolojik faktör vardır:

1. Cildin pigmentasyonu

2. Genetik çeşitlilik

3. Yaşlılık

4. Kronik Böbrek Hastalığı

5. Yağ Malabsorbsiyon Sendromları

6. İnflamatuar Bağırsak Hastalıkları

7. Obezite

8. Magnezyum eksikliği

Otuz faktörlü güneş koruma kremlerin ciltte D vitamini üretimini %95-%98 oranında azalttığı bilinmektedir.

D vitamini eksikliği olan kişilerde,

  • Yorgunluk halsizlik
  • Kemik ve eklem ağrıları
  • Değişken ve depresif ruh hali
  • Sık sık enfeksiyon geçirme
  • Sürekli üşüme
  • Tırnak ve saç dökülmesi, gibi belirtiler görülebilmektedir.

Günlük D Vitamini İhtiyacı Nedir?

1-18 yaş arasındaki çocuk ve adölesanlar için günlük 600-1000 IU (4000 IU’ye kadar güvenli), 18 yaş üzeri erişkinler için ise günlük 1500-2000 IU (10,000 IU’ye kadar güvenli) D vitamini desteği önermektedir.

D Vitamini Hangi Saatlerde İçilir?

A, E, D ve K vitaminleri gibi yağda çözünen vitaminlerin tok karnına alınması gerekir.

  • Bu vitaminlerin etkilerinin görülmesi için yağda çözülmesi gerekir. 
  • Dolayısıyla D Vitamininin de alınması için en uygun zaman yemek sonrasıdır. 

Bu sayede D vitamini ya da kolayca çözülür. Kan dolaşımına taşınır ve gerekli işlevleri yerine getirebilir.

D Vitamini Hangi Vitaminlerle Birlikte Kullanılmalı?

Bazı araştırmalar yağda çözünen vitaminlerin birlikte alınmasının etkilerini güçlendirdiğini gösterir.

A ve K vitaminleri D vitamini ile kullanılabilir. Bu sayede özellikle birçok insanın yeterli alamadığı K vitamininin de metabolizmaya yeterli miktarda alınması sağlanır.

K vitamini, D vitamini ile birlikte bir ekip olarak çalışır. K vitamini, kandan kemiklere kalsiyum geçişini sağlarken, D vitamini de kemiklerden kana kalsiyum geçişini sağlar. Bu işbirliği kan ve kemiklerdeki kalsiyum dengesini korur. Özellikle D2 ve K3 vitaminleri birlikte kullanılmalıdır.

Metabolizma için gerekli olan magnezyum da D vitamini ile birlikte kullanılabilir. Magnezyumun D vitamininin işlevi için yararlı olduğu bilinir.

D vitamininin yanlış ve aşırı kullanımı böbreklerde kalsiyum çökmesine ve D vitamini zehirlenmesine neden olabilir.

Etiketler: Çinko ve D Vitamini Faydaları
Mart 01, 2022
Listeye dön
cultureSettings.RegionId: 0 cultureSettings.LanguageCode: TR